Limyra Antik Kenti: Likya’nın Unutulmaz Mirası - Alper İLHAN

Limyra Antik Kenti: Likya’nın Tarih Sahnesindeki Yıldızı

Antalya’nın Finike ilçesinin sınırları içerisinde, Turunçova ve Sahilkent Beldeleri’ne komşu bir konumda yer alan Limyra Antik Kenti, 1216 metre yükseklikteki bir tepe eteğinde, bereketli topraklar üzerine kurulmuş ve tarih boyunca stratejik önemini korumuştur.

Tarihin Derinliklerinden Gelen Ses: Limyra’nın Kökenleri ve Gelişimi

M.Ö. 5. yüzyıldan itibaren yerleşim izleri taşıyan Limyra, en parlak dönemini M.Ö. 4. yüzyılda, Likya Kralı Perikles’in hükümdarlığı sırasında yaşamıştır. Pers egemenliği altında olmasına rağmen, Limyra’nın diğer Likya şehirleri gibi özgür bir politika izlediği ve Likya Birliği’nin kurulması için çaba sarf edildiği anlaşılmaktadır. M.S. 2 ve 3. yüzyıllarda, depremlere rağmen yeniden inşa edilen ve parlak devirlerini sürdüren kent, Bizans döneminde piskoposluk merkezi olarak önemini sürdürmüş, ancak 8 ve 9. yüzyıllarda Arap akınları sonucunda terk edilmiştir.

Arkeolojik Kazılar ve Buluntular: Limyra’nın Zengin Mirası

1970 yılından bu yana devam eden arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan antik kalıntılar, farklı medeniyetlerin izlerini taşımakta ve bölge tarihine ışık tutmaktadır. Anıt mimarisinin örnekleri, kale, sur, sarnıç ve Bizans Kilisesi gibi yapılar, kentin zengin tarihini yansıtmaktadır. 400’den fazla kaya mezarı ile Likya’nın en zengin nekropol alanlarından biri olan Limyra’da, mezarların çoğu Likya dilinde yazılmış kitabelerle tanımlanabilir durumdadır.

Akropol ve Anıtlar: Limyra’nın Göz Alıcı Yapıları

Kentin kuzeyinde yer alan akropol, iç kale ve aşağı kale, Limyra’nın savunma ve yönetim merkezini oluşturur. Akropol bölgesinde, Helenistik Dönem’e ait ve M.S. 141 yılında onarılan tiyatro binası, kentin kültürel yaşamının kalbinde yer alır. Tiyatronun çevresinde surlar, yamaç evler, sarnıçlar, kaya mezarları ve kilise gibi yapılar bulunur. Kral Perikles’in anıt mezarı ve Xatabura Anıt Mezarı, kentin sanatsal ve mimari zenginliğini sergilerken, İmparator Augustus’un manevi oğlu Gaius Caesar için yapılmış anıtsal mezar, Roma dönemi ile bağlantısını gösterir.

Sonuç: Limyra’nın Kalıcı Mirası

Limyra Antik Kenti, zengin tarihi ve arkeolojik mirasıyla, Likya’nın ve Antalya’nın kültürel zenginliğini günümüze taşımaktadır. Geçmişten gelen bu ses, hem yerel hem de uluslararası ziyaretçiler için keşfedilmeyi bekleyen bir hazine niteliğindedir.

Kısaca

Limyra Antik Kenti, Antalya’nın Finike ilçesinde bulunan ve zengin bir tarihe sahip olan bir Likya şehridir. İşte Limyra hakkında detaylı bilgiler:

Tarihçe:

Limyra’nın tarihi en azından M.Ö. 5. yüzyıla kadar uzanır¹.
Şehir, Likya Kralı Perikles döneminde, M.Ö. 4. yüzyılın ilk yarısında Likya’nın başkenti olarak önemli bir rol oynamıştır.
Perikles’in Likya Birliği’ni oluşturduğu ve Pers egemenliği altında olsa da büyük özgürlüklerle yönetildiği bilinmektedir.
Limyra, M.S. 2 ve 3. yüzyıllarda yeniden parlak bir dönem yaşamış, ancak zamanla depremlerden zarar görmüş ve nihayetinde 8. ve 9. yüzyıllarda Arap akınları sonrası terk edilmiştir.

İnşa Edilmesi:

Limyra’nın inşası ve genişlemesi, çeşitli dönemlerde farklı hükümdarlar ve halklar tarafından gerçekleştirilmiştir. Özellikle Likya Kralı Perikles döneminde şehir önemli bir gelişme göstermiştir.

Kullanım Tarihleri:

Limyra, M.Ö. 5. yüzyıldan itibaren yerleşim görmüş ve M.Ö. 4. yüzyılda Likya’nın başkenti olmuştur.
M.S. 2 ve 3. yüzyıllarda yeniden canlanan şehir, Bizans döneminde piskoposluk merkezi olarak kullanılmıştır.

Bulunan Eserler:

Limyra’da bulunan eserler arasında 400’den fazla kaya mezarı, tiyatro, surlar, sarnıçlar, Bizans Kilisesi ve Perikles’e ait anıt mezar gibi yapılar bulunmaktadır.
İmparator Augustus’un manevi oğlu Gaius Caesar için yapılmış olan anıtsal mezar da Limyra’daki önemli eserlerdendir.

Ünlü Kişilikler:

Limyra’nın en bilinen kişiliği, şehrin en parlak döneminde hüküm süren Likya Kralı Perikles’tir.
Gaius Caesar gibi Roma dönemine ait önemli kişiliklerin de Limyra ile bağlantısı bulunmaktadır.